Hz. Muhammed'in Çocukluk DönemiHz. Muhammed'in Doğumu ve ÇocukluğuHz. Muhammed (S.A.S.), milattan sonra 571 yılında, Fil Yılı'nda, 12 Rebiülevvel (20 Nisan) Pazartesi gecesi sabaha karşı Mekke'nin doğusunda bulunan "Haşimoğulları Mahallesi"nde, babasından kendisine miras kalan evde doğdu. Arapların takvim başlangıcı olarak kullandıkları "Fil Vak'ası", Peygamberimiz (S.A.S.)'in doğumundan yaklaşık 52 gün önce gerçekleşmişti. Hz. Muhammed'in doğumu şerefine dedesi Abdülmuttalib, büyük bir ziyafet verdi. Ziyafette çocuğun adını soranlara: "Muhammed adını verdim. Dilerim ki, gökte Hakk, yeryüzünde halk, O'nu hayırla yâdetsinler," cevabını verdi. Annesi de "Ahmed" dedi. Muhammed, üstünlük ve meziyetleri anılarak çok övülüp sena edilen; Ahmed ise Cenab-ı Hakk'ı yüce sıfatları ile öven, hamd eden kimse demektir. İslam tarihçileri, Peygamberimiz (S.A.S.)'in doğduğu gece birtakım olağanüstü olayların meydana geldiğini naklederler. O gece İran Kisrası'nın (Hükümdarı) Medayin şehrindeki sarayının 14 sütunu yıkılmış, Mecusilerin İran'da Istahrabat şehrinde bin yıldan beri yanmakta olan "ateşgede"leri sönmüş, Save Gölü yere batmış, bin yıldan beri kurumuş olan Semae deresinin suları taşmış, Mecusilerin büyük bilgini Mudiban korkunç bir rüya görmüş, Kabe'deki putların yüz üstü devrildikleri görülmüştü. Gerçekten de O'nun doğması ile bütün dünyada hüküm sürmekte olan cehalet ve küfür ateşi sönmüş, putperestlik yıkılmış, zulmün baskısı son bulmuştur. Soyu (Nesebi)Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S.)'in babası, Abdülmuttalib'in oğlu Abdullah; annesi ise Vehb'in kızı Amina'dır. Babası Abdullah, Kureyş Kabilesi'nin Haşimoğulları kolundan, annesi Amina ise Zühreoğulları kolundandır. Her ikisinin soyu, birkaç batın yukarıda, "Kılab"da birleşmektedir. Her ikisi de Mekkelidir. Peygamberimiz (S.A.S.) Efendimiz, Hz. İbrahim'in büyük oğlu Hz. İsmail'in neslindendir. Soyu Adnan'a kadar kesintisiz bellidir. Adnan ile Hz. İsmail arasındaki batınların sayısında neseb bilginleri ihtilaf etmişlerdir. Peygamber (S.A.S.) Efendimizin soyu, çok temiz ve çok şerefli bir neseb zinciridir. Bir hadisi şerifte Resul-i Ekrem Efendimiz: "Ben devirden devire, (nesilden nesile, aileden aileye) seçilerek intikal eden demogoğullar soylarının en temizinden naklolundum, sonunda içinde bulunduğum 'Haşimoğulları' ailesinden neş'et ettim," buyurmuştur. Diğer bir hadisi şerifte bu seçilme işi şöyle anlatılmıştır: "Allah, Hz. İbrahim'in oğullarından Hz. İsmail'i, İsmailoğullarından Kinaneoğullarını, Kinaneoğullarından Kureyş'i, Kureyş'ten Haşimoğulları'nı, Haşimoğullarından da beni seçmiştir." Bir başka hadis-i şerifinde de Resul-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Allah beni, daima helal babaların sulbünden, temiz annelerin rahmine naklederek, sonunda babamla annemden izhar etti. Dem'den, anne-babama gelinceye kadarki nesebim içinde nikahsız birleşen olmamıştır." Hz. Muhammed (S.A.S.)'in doğumundan iki ay kadar önce babası Abdullah, Suriye seyahatinden dönerken Yesrib (Medine)'de hastalanarak 25 yaşında vefat etmiş ve orada defnedilmiştir. Peygamberimiz (S.A.S.)'e, babasından miras olarak beş deve, bir sürü koyun, doğduğu ev ve künyesi Ümmü Eymen olan Habeşli Bereke adlı bir cariye kalmıştır. Hz. Muhammed'in Süt Anne Yanında BüyümesiBaşlangıçta çocuğu (3 veya 7 gün) annesi Amina emzirdi. Sütü yetmediği için, daha sonra amcası Ebu Leheb'in azatlı cariyesi Süveybe tarafından emzirildi. Fakat Hz. Muhammed (S.A.S.)'in devamlı süt annesi Hevazin Kabilesi'nin Sa'doğulları kolundan Halime oldu. Mekke'nin havası ağır olduğu için, Mekkeliler yeni doğan çocuklarını çölden gelen süt annelere verirlerdi. Çöl ikliminde çocuklar hem daha gürbüz yetişiyor hem de bozulmamış (fasih) Arapça öğreniyorlardı. Hz. Muhammed (S.A.S.) de bu adete göre süt annesi Halime'ye verildi. Halime, yetim bir çocuğu emzirmenin kârlı bir iş olmayacağı düşüncesiyle, başlangıçta tereddüt göstermişse de daha sonra bu çocuğun evlerine uğur ve bereket getirdiğini görmüş ve O'nu öz çocuklarından daha çok sevmiştir. Süt kardeşi Şeyma da bakımında annesine yardımcı olmuştur. Hz. Muhammed (S.A.S.) süt annesi ve süt kardeşleri ile sonraki yıllarda daima ilgilenmiştir. Halime kendisini ziyarete geldiği zaman onu "anacığım" diyerek karşılamış, altına elbisesini yayarak, saygı göstermiştir. Hz. Muhammed (S.A.S.) dört yaşına kadar, süt annesinin yanında çölde kaldı. Dört yaşında Halime çocuğu Mekke'ye götürerek annesine teslim etti. İslam tarihçileri, bu esnada "şakk-ı sadr" (göğüs açma) olayının meydana geldiğini, çocukta görülen bu gibi olağanüstü hallerin Halime'yi endişelendirdiğini, bu yüzden çocuğu annesine teslim etmeye mecbur kaldığını naklederler. Medine ZiyaretiHz. Muhammed (S.A.S.) dört yaşından altı yaşına kadar, öz annesi Amina ile kaldı, onun şefkat ve ihtimamı ile yetişip büyüdü. Altı yaşında iken, babasının Medine'de bulunan kabrini ziyaret etmek üzere, annesi ve sadık hizmetçisi Ümmü Eymen'le beraber Medine'ye gittiler. Medine'deki akrabaları Neccaroğulları'nda bir ay kadar misafir kaldılar. Dönüşte, Medine'nin 23 mil güneyinde Ebva Köyü'nde Amina hastalandı. Henüz doğmadan babasından yetim kalmış olan Hz. Muhammed (S.A.S.) altı yaşındayken annesinden de öksüz kalıyordu. Bu acıyı bütün varlığı ile hisseden anne, oğlunu şefkat dolu gözlerle süzdü. Bağrına basıp uzun uzun öptü. Masum yüzüne bakarak: "Her yeni eskiyecek, her fani yok olup gidecek, ben de öleceğim, fakat buna gam yemem. Namımı ebedi kılacak hayırlı bir halef bırakıyorum," anlamına bir şiir söyledi. Bu sözlerden sonra vefat etti. Annesinin ölümünden sonra çocuğu Ümmü Eymen Mekke'ye götürüp dedesi Abdülmuttalib'e teslim etti. Altı yaşından sekiz yaşına kadar, çocuğa dedesi Abdülmuttalib baktı. Abdülmuttalib seksen yaşını geçmiş bir ihtiyardı. Peygamber (S.A.S.) Efendimiz sekiz yaşındayken dedesi de öldü. Ölürken, on oğlu içinden Hz. Muhammed (S.A.S.) Efendimizin yetiştirilmesini, öz amcası Ebu Talib'e bıraktı. Yıllar sonra, Hicret'in 6. yılı Hudeybiye Barışı dönüşünde Resulullah (S.A.S.) Efendimiz, annesinin kabrini ziyaret edip, teessürle gözyaşı döktü. "Annemin bana olan şefkatini hatırlayarak ağladım," buyurdu. |
peygamberimizin hayatını özetleyebilir misiniz?
Cevap yazPeygamberimizin Doğumu ve Gençliği
Peygamberimiz Muhammed (S.A.V), 570 yılında Mekke’de doğmuştur. Genç yaşta yetim kalan Muhammed, amcası Ebu Talib’in himayesinde büyümüştür. Gençliğinde dürüstlüğü ve güvenilirliği ile tanınmış, "El-Emin" (güvenilir) unvanını almıştır.
Peygamberlik Görevi
Muhammed, 610 yılında Hira Dağı'nda Cebrail aracılığıyla ilk vahyi alarak peygamberlik görevine başlamıştır. İlk başta sadece yakın çevresine tebliğ etmeye başlayan Peygamberimiz, zamanla daha geniş bir kitleye ulaşmıştır. Mekke’deki putperestlik ve sosyal adaletsizliklere karşı çıkması, ona düşman edinmiştir.
Mekke Dönemi ve Savaşlar
Peygamberimizin tebliğ süreci, Mekke'de büyük zorluklarla geçmiştir. Müslümanlar, inançları yüzünden zulme uğramış, bazıları işkenceye maruz kalmıştır. 622 yılında Medine'ye hicret etmiş ve burada İslam toplumu kurulmuştur. Medine döneminde çeşitli savaşlar, özellikle Bedir, Uhud ve Hendek Savaşları yaşanmıştır.
Medine Dönemi ve İslam’ın Yayılması
Medine'de İslam’ın temellerini atmış, sosyal adalet, kardeşlik ve dayanışma gibi değerleri pekiştirmiştir. Hicret sonrası birçok kabile ile anlaşmalar yapmış, İslam’ı yaymak için mücadele etmiştir. 630 yılında Mekke’yi fethederek, İslam’ın merkezi haline getirmiştir.
Peygamberimizin Vefatı
Muhammed (S.A.V), 632 yılında vefat etmiştir. Ölümünden sonra, onun öğretileri ve gelenekleri, İslam dininin temelini oluşturmuş ve hızla yayılmıştır. Bugün dünya genelinde milyarlarca insanın inandığı bir dinin temsilcisi olmuştur.
Hz. Muhammed'in hayatını filme almak, onun çocukluğundan başlayarak tüm yaşamını anlamak ve anlatmak açısından büyük bir fırsat. Bu tür bir yapım, izleyicilere onun değerlerini, mücadelelerini ve insanlığa kattıklarını daha iyi kavratabilir. Hz. Muhammed'in hayatı film projeleri, tarihsel olayları gözler önüne sererek öğretici bir içerik sunabilir.
Cevap yazMekşufe,
Hz. Muhammed'in Hayatının Anlatımı konusunda düşündüklerin oldukça önemli. Gerçekten de onun hayatını filme almak, izleyicilere derin bir anlayış kazandırabilir. Bu tür projeler, yalnızca tarihsel bir bakış açısı sunmakla kalmaz, aynı zamanda onun değerlerini ve insanlığa kattığı dersleri de gün yüzüne çıkarır.
Öğretici İçerik Sunma açısından, bu tür yapımların eğitimsel etkisi büyük olacaktır. İnsanlar, tarihsel olayların arka planını öğrenirken aynı zamanda Hz. Muhammed'in karakterini ve liderliğini daha iyi anlayabilirler. Ancak, bu tür projelerde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, kültürel hassasiyetlerin gözetilmesi ve doğru bir anlatım tarzının benimsenmesidir.
Sonuç olarak, bu tür film projeleri, hem eğitimsel hem de kültürel bir zenginlik sunma potansiyeline sahiptir. Umarım bu fikrin hayata geçirilmesi için gerekli adımlar atılır.
Hz. Muhammed'in doğumu, İslam tarihinin en önemli olaylarından biridir. 571 yılında Mekke'de doğan Peygamberimiz, doğum gecesi gerçekleşen olağanüstü olaylarla da anılır. Bu olaylar, O'nun gelecekteki misyonunun habercisi olarak kabul edilir. Hz. Muhammed'in doğumu kısaca, insanlığa ışık tutan bir dönemin başlangıcıdır.
Cevap yazHz. Muhammed'in Doğumu ve Önemi
Tuğyan, Hz. Muhammed'in doğumunun İslam tarihi açısından taşıdığı önemi çok güzel vurgulamışsınız. 571 yılında Mekke'de gerçekleşen bu doğum, sadece bir insanın dünyaya gelmesi değil, aynı zamanda insanlık tarihinin seyrini değiştiren bir dönemin başlangıcıdır. O gece yaşanan olağanüstü olaylar, onun gelecekteki misyonuna dair önemli ipuçları sunar.
İslam Tarihindeki Yeri
Hz. Muhammed'in doğumu, İslam dininin yayılmasının ve öğretilerinin insanlığa ışık tutmasının temel taşlarından biridir. Onun getirdiği mesajlar, insanlara barış, adalet ve eşitlik gibi evrensel değerleri öğretmiştir. Bu nedenle, doğum tarihi sadece bir bireyin değil, tüm insanlığın yeniden şekillendiği bir sürecin habercisidir.
Tuğyan, bu tarihi olayın önemini ve etkilerini dile getirerek çok anlamlı bir noktaya değinmiş. İslam'ın temel değerleri ve Hz. Muhammed'in öğretileri, günümüzde de birçok insan için rehberlik etmekte ve ilham kaynağı olmaktadır.
Peygamberimizin çocukluk yıllarında öne çıkan özellikleri nelerdir? Özellikle yetim büyümesi, şefkatli bir anneye sahip olması ve süt annesi Halime ile olan ilişkisinin etkileri hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu dönem, O'nun karakter gelişimine nasıl katkı sağladı?
Cevap yazPeygamberimizin Çocukluk Yılları döneminde pek çok özelliği öne çıkmaktadır. Öncelikle, yetim olarak büyümesi, O'nun hayatında önemli bir yere sahiptir. Babası Abdullah, O daha doğmadan vefat etmiş, annesi Amine ise O beş yaşındayken hayata gözlerini yummuştur. Bu durum, Peygamberimizin hayatında derin bir yalnızlık ve hüzün duygusu yaratmış, aynı zamanda O'nun ileriki dönemlerde yetimlere ve mazlumlara olan şefkat ve merhametini pekiştirmiştir.
Şefkatli Bir Anne olan Amine, Peygamberimizin duygusal gelişiminde büyük bir rol oynamıştır. O'nun sevgi dolu, anlayışlı ve koruyucu bir ortamda büyümesi, karakterinin şekillenmesinde etkili olmuştur. Annesinin sağlıklı bir iletişim kurması, Peygamberimizin ileride insanlarla olan ilişkilerinde empati ve hoşgörü gibi değerleri geliştirmesine zemin hazırlamıştır.
Süt Annesi Halime ile İlişki ise O'nun çocukluk döneminin bir diğer önemli parçasıdır. Halime, O'na olan sevgisi ve ilgisiyle, Peygamberimizin ruhsal gelişimine katkıda bulunmuştur. Halime’nin sıcak ve samimi yaklaşımı, O'na güven duygusu aşılamış, bu durum ileride insanlara karşı duyduğu sevgi ve merhamet duygularını pekiştirmiştir. Ayrıca, Halime’nin yanında geçirdiği zaman, O'na doğayla iç içe olma, basit yaşam değerlerini öğrenme imkanı da tanımıştır.
Karakter Gelişimine Katkıları açısından bakıldığında, Peygamberimizin çocukluk yılları, hayata karşı olan bakış açısını şekillendiren önemli bir dönemdir. Yetim büyümesi, O'na başkalarının acılarını anlama ve onlara yardımcı olma duygusunu kazandırmış, şefkat dolu bir anne ve sevgi dolu bir süt anneden aldığı değerler ise O'nun ilerideki liderliğinde ve insanlara olan yaklaşımında belirleyici olmuştur. Bu dönem, O'nun ileriki yaşlarında sergileyeceği hoşgörü, adalet ve merhamet gibi özelliklerin temelini oluşturmuştur.
Hz Muhammed in (s. a. v) ailesi ve çocukluk dönemi hakkında bilgi alabilir miyim?
Cevap yazHz. Muhammed'in Ailesi
Hz. Muhammed (s.a.v), 570 yılında Mekke'de doğmuştur. Babası Abdullah, annesi Amine'dir. Babası, Hz. Muhammed doğmadan önce vefat etmiştir. Annesi Amine ise, Hz. Muhammed altı yaşındayken vefat etmiştir. Annesinin ölümünden sonra, Hz. Muhammed'in bakımını dedesi Abdulmuttalib üstlenmiştir. Dedesinin vefatından sonra ise, amcası Ebu Talib onun koruyuculuğunu üstlenmiştir.
Hz. Muhammed'in Çocukluk Dönemi
Hz. Muhammed, çocukluk döneminde oldukça sade ve mütevazı bir hayat sürmüştür. Küçük yaşlardan itibaren güvenilirliği ile tanınmış ve "El-Emin" (Güvenilir) unvanını almıştır. Genç yaşta ticaretle ilgilenmeye başlamış ve özellikle Hira Dağı'nda inzivaya çekilmeyi sevmiştir. Bu dönemde insani değerler, adalet ve dürüstlük gibi erdemlerin önemini kavramıştır. Genç yaşlarda bu özellikleriyle çevresindeki insanların takdirini kazanmış ve saygı duyulan bir şahsiyet haline gelmiştir.
Hz. Muhammed'in bu çocukluk dönemi, ilerleyen yıllarda ortaya koyacağı liderlik ve peygamberlik misyonunun temellerini atmıştır.
Peygamberimizin çocukluk dönemi, onun karakterinin temellerinin atıldığı bir süreçtir. Yetim büyümesi, ona derin bir şefkat ve empati duygusu kazandırdı. Halime'nin yanında geçirdiği zaman, Arap dilini ve kültürünü öğrenmesi açısından önemliydi. Bu dönem, ilerleyen yıllarındaki liderliğinin de temellerini oluşturdu.
Cevap yazSayın Sipâs,
Peygamberimizin Çocukluk Dönemi üzerine yaptığınız bu değerlendirme oldukça önemli. Gerçekten de, Peygamberimizin yetim olarak büyümesi, ona derin bir şefkat ve empati kazandırmış ve bu özellikler, onun ilerleyen yıllardaki liderlik vasıflarının temelini oluşturmuştur.
Halime'nin Yanında Geçirdiği Zaman ise onun Arap kültürü ve diline olan hakimiyetini artırmış, bu da ilerleyen dönemlerde toplumu anlama ve onlara hitap etme yeteneğini güçlendirmiştir. Bu dönemi göz önünde bulundurduğumuzda, onun karakterinin şekillenmesinde yaşadığı bu tecrübelerin ne kadar kritik olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Sizin bu konuda yaptığınız vurgular, Peygamberimizin hayatına daha derin bir bakış açısı kazandırıyor. Teşekkür ederim.
yedi yüz yetmiş beş kere doksan bin altı yüz seksen iki kaçtır?
Cevap yazHesaplamayı yapalım:
Yedi yüz yetmiş beş kere doksan bin altı yüz seksen iki işlemi:
775 x 90,682 = 70,208,130
Sonuç: 70,208,130.
Peygamber efendimiz mezarı nerede
Cevap yazPeygamber Efendimiz'in mezarı, Suudi Arabistan'ın Medine şehrindeki Mescid-i Nebevi'nin içinde yer almaktadır. Bu kutsal mekân, Müslümanlar için büyük bir öneme sahiptir ve her yıl birçok ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir. Mezarı, Mescid-i Nebevi'nin sahnedesinin bir bölümünde yer almaktadır ve burada ayrıca Hz. Abu Bekir ve Hz. Ömer'in de mezarları bulunmaktadır. Bu alan, Müslümanların ibadet ve dua etmek için sıkça geldiği bir yer olmasının yanı sıra, tarihî ve dini bir merkez olarak da büyük bir öneme sahiptir.
Hz. Muhammed'in doğduğu yer, İslam tarihinin en önemli olaylarından biri olan peygamberin doğumunun gerçekleştiği Mekke'dir. Bu yer, sadece onun hayatı için değil, tüm insanlık için büyük bir dönüm noktası olmuştur. Peygamberimizin doğduğu yerin önemi, onun getirdiği mesajın ve öğretilerin evrenselliği ile de doğrudan ilişkilidir. Doğumun gerçekleştiği Mahallesi Haşimoğulları olarak bilinen bu yer, İslam'ın yayılmasında ve öğretilerinin benimsenmesinde de büyük bir rol oynamıştır. Bu bağlamda, Hz. Muhammed'in doğduğu yerin, sadece fiziksel bir mekan olmanın ötesinde, manevi bir anlamı da vardır. Bu nedenle, 'peygamberin doğduğu yer' ifadesi, İslam dünyası için derin anlamlar taşımaktadır.
Cevap yazMekke'nin Önemi
Peyami, Hz. Muhammed'in doğduğu yer olan Mekke, İslam tarihinin en önemli olaylarına ev sahipliği yapmış bir şehir olarak dikkat çekmektedir. Bu şehir, sadece peygamberin yaşamı için değil, aynı zamanda tüm insanlık için büyük bir dönüm noktası oluşturmuştur. Mekke, İslam'ın temel değerlerinin ve öğretilerinin ilk kez ortaya çıktığı yer olması bakımından manevi bir derinliğe sahiptir.
Peygamberin Mesajı
Hz. Muhammed'in getirdiği mesajın evrenselliği, onun doğduğu yerin önemiyle sıkı bir şekilde bağlantılıdır. Mekke, Hz. Muhammed'in öğretilerinin yayıldığı ve insanların bu öğretileri benimsediği bir zemin olmuştur. Bu durum, İslam'ın ilk yıllarında Mekke'nin bir merkez haline gelmesini sağlamıştır.
Haşimoğulları Mahallesi
Doğumun gerçekleştiği Haşimoğulları Mahallesi, bu bağlamda İslam'ın yayılmasında ve benimsenmesinde kritik bir rol oynamıştır. Bu mekan, sadece tarihi bir yer olmanın ötesinde, manevi bir anlam taşımaktadır. Hz. Muhammed'in doğduğu yerin, İslam dünyası için derin anlamlar taşıması, bu öğretilerin köklerinin ne kadar sağlam olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak, Mekke'nin önemi, Hz. Muhammed'in hayatı ve getirdiği mesaj ile birleşerek, İslam tarihinin temel taşlarından birini oluşturur. Bu nedenle, peygamberin doğduğu yer ifadesi, sadece coğrafi bir tanım değil, aynı zamanda inanç ve manevi değerler açısından da büyük bir anlam ifade etmektedir.
Çok teşekkürler 15 tatil ödevi bitirdim.&128512;&128512;&128512;
Cevap yazÖykü, harika bir başarı! Ödevini bitirdiğin için seni tebrik ederim. Artık tatilin tadını çıkarabilirsin! Keyifli vakit geçirmen dileğiyle.
Merhaba , allahın resulü peygamber efendimiz örnek davranışlarıyla bir çok allaha inanmayan müşrikleri müslümanlığa geçmesine vesile olmuştur. Çocukluğunun en unutulmayan vasfı el emin adıyla anılmasıdır. Baktığımızda şu döneme öyle çocuklar yetişiyor ki allah muhafaza dilerim çocuklarımız peygamber efendimizin çocukluğunu örnek alıp yaşamalarıdır.
peygamber efendimizin talebesi olmak isterdim çünkü onu çok seviyorum
Cevap yazSevgili Zehra, Peygamber Efendimiz'in talebesi olma arzun gerçekten çok güzel ve samimi. Onu sevmek ve onun yolunda gitmek, hayatımıza anlam ve huzur katacaktır. Bu sevgi ve özlemi, onun öğretilerini ve örnek yaşantısını hayatımıza yansıtarak da gösterebiliriz. Senin gibi gönülden sevenlerin sayısının artması dileğiyle.
Kuran-ı Kerimi okuyup hayatında uygulayan herkes peygamber efendimizin talebesidir. Gönlünü ferah tut kardeşim.
guzel ozetlenmis ama peygamberimizin annesi ve babasina neden ismiyle hitap edilmis hz amine hz abdullah diye yazilmamis sonucta kainatin peygamberinin annesi ve babasi saygi gostermeliyiz
Cevap yazYorumunuz için teşekkür ederim. Geri bildiriminiz çok değerli. Peygamberimizin annesi ve babasına saygı göstermek elbette ki önemlidir. Bu hususu dikkate alarak gerekli düzeltmeleri yapacağımızdan emin olabilirsiniz.
Göğüs açma olayının çocukken oynarken cebrail(a.s) kalbini yarıp için de şeytan kısmını akıttığı söyleniyor fakat bu bi riayettir.Gerçeklik payı varmıdır bilinmez.
Cevap yazMerhaba hahd,
Bahsettiğiniz olay, İslam geleneğinde Hz. Muhammed'in (s.a.v) çocukluğunda yaşandığı rivayet edilen bir hadisedir. Bu olayda, Cebrail'in Peygamberimizin kalbini yarıp temizlediği anlatılır. Ancak bu rivayet, farklı kaynaklarda farklı şekillerde aktarmış ve bazıları tarafından mecazi anlamda yorumlanmıştır. Geleneksel İslam öğretisinde bu tür rivayetlere yer verilse de, tarihsel ve bilimsel kanıtlar bu olayın gerçekliğini desteklememektedir. Dolayısıyla, bu rivayetin ne kadar gerçek olduğu konusu açık bir şekilde bilinmemektedir ve inananların kişisel yorumlarına bırakılmıştır.
Gerçeklik payı büyük ölçüde vardır.Çünkü bir çok hocanın söylediği bir olaydır,en önemli sebebi ise kuranı kerimde bulunmasıdır.Peygamberimizin kalbi çocuk yaşta temizlendiği için içinden hiçbir kötü şey,zulüm ve yalan geçmezdi. Allah herkese böyle temiz ve güzel kalp nasip etsin.
Peygamber efendimizin insani yonlerini anlatan hikayeler bilen varsa yazabilirmi donem odevim de hiçbirinde bulamiyorum
Cevap yazMerhaba Emel Hanım,
Peygamber Efendimizin insani yönlerini anlatan birçok güzel hikaye bulunmaktadır. Bunlardan biri, O'nun çocuklarla olan ilişkisini anlatır. Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v.), mescitte namaz kılarken secdeye gittiğinde, torunu Hasan veya Hüseyin (r.a.) sırtına çıkmıştı. O, çocuğun düşmemesi için secdede uzun süre bekledi ve namazı bitirdikten sonra da torunuyla ilgilendi. Bu hikaye, Peygamber Efendimizin çocuklara gösterdiği sevgiyi ve sabrı gözler önüne sermektedir. Umarım bu hikaye ödevinize yardımcı olur. Başarılar dilerim!
Merhabalar sevgili emel kardeşim sevgili peygamberimiz hz Muhammed (sav) efendimiz güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiştir. O hiç kimseyi incitmemiş kimseyi kırmamış kendisini incitenlere bile merhamet etmiştir. Beslediği bir kuşu ölen çocuğa başsağlığına gitmiştir. Peygamberimiz efendimiz bir sahabeyle sabah buluşmak üzere sözleşiyorlar sahabe eve gidince unutuyor peygamberimiz üç gün onu bekliyor.
Followers
Followers
Followers