Hz. Muhammed'in Doğumu Hz. Muhammed, temiz ve ahlaki meziyetlerle dolu bir soydan gelmiştir. Annesi Hz. Amine, asalet ve faziletlerle süslü bir kadındı ve babası Abdullah, fiziksel güzelliğinin yanı sıra ahlaki değerleri hayatına adapte etmiş bir insandı. Hz. Muhammed, büyük dedesi İsmail gibi, birçok sıkıntıdan korunmuş bir soydan gelmektedir. O, Miladi 570 yılında Hicret’ten önce dünyaya gelmiştir. Doğumu ve Mucizeler Hz. Muhammed’in doğumu sırasında birçok mucizevi olay gerçekleşmiştir. Abdullah b. Ebi’l As’ın annesi, Hz. Amine doğum sancıları çekerken yanında bulunuyordu ve şöyle demiştir: "O gece her ne tarafa baksam gündüz gibi aydınlık görüyordum. Yıldızlar üzerimize salkım salkım iniyor ve onların üzerime düşeceğinden korkuyordum." Bu olaylar, Hz. Muhammed’in doğumunun sıradan bir doğum olmadığını göstermekteydi. Dedesi Abdulmuttalib'in Gözlemleri Hz. Muhammed’in dedesi Abdulmuttalib, torununun doğumu sırasında Kabe’yi tavaf ediyordu. Gece yarısı geçtiğinde Kabe’nin Makam-ı İbrahim tarafına secde ettiğini gördü ve bu esnada "Allah-u Ekber, Allah-u Ekber" diye tekbir sesleri işitti. Bu olaylar, Hz. Muhammed’in doğumunun önemini ve ilahi bir planın parçası olduğunu işaret etmekteydi. Hz. İbrahim ve Hz. Muhammed’in Bağlantısı Hz. İbrahim, elleriyle yaptıkları putlara karşı mücadele etmiş ve ülke ülke sürülmüştü. Kabe’yi inşa ettikten sonra Allah’a dua etmiş ve torunlarından birisinin peygamber olmasını istemişti. Hz. Muhammed de, Hz. İbrahim’in duasının bir sonucu olarak doğmuş ve onun misyonunu devam ettirmiştir. Peygamberliğin Alametleri Cenab-ı Hakk, peygamberlerini gönderirken doğumlarından önce ve sonra birtakım mucizeler ve peygamberlik alametleri ile donatır. Hatemu’l Enbiya (S.A.V) olan Hz. Muhammed için de bu böyle olmuştur. O, doğumundan önce ve sonra mucizeler ile donatılmış olarak gönderilmiştir. Sonuç Hz. Muhammed’in doğumu, onun peygamberlik misyonunun başlangıcı olarak önemli bir olaydır. Doğumu sırasında ve sonrasında gerçekleşen mucizeler, onun ilahi bir görevle dünyaya geldiğini göstermektedir. Bu olaylar, insanlık tarihindeki önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir.
|