İslam'ın beş şartından biri kadere inanmaktır. Toplum olarak çoğu insan hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine inanır; yani başımıza iyi ya da kötü bir olay geldiğinde, bu olayın kaderimizde yazılı olduğuna ve yaşanmasının mukadder olduğuna inanılır. Kader ile ilgili ayet ve hadisler bulunmaktadır. İşte bu konuda bazı hadisler: Surâkatubnu Mâlik ibn Cu'şûm'un Sorusu Surâkatubnu Mâlik ibn Cu'şûm, Peygamberimize (Sallallahu aleyhi ve sellem) gelerek şöyle sordu: – Ya Resulullah! Bize dinimizin aslını beyan et! Bugünkü amel neyin içindedir? Bunun bilgisine nispetle, biz sanki şimdi yaratılmış gibiyiz. Bugünün ameli, kalemlerin yazıp da kuruduğu, takdirlerin cereyan ettiği işler içinde midir? Yoksa karşılaşacağımız işler içinde midir? Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: – Hayır! Bugünkü iş, yeniden oluşacak işler içinde değildir! Fakat kalemlerin yazıp kuruduğu, takdirlerin cereyan etmiş olduğu işler içindedir! Surâka tekrar sordu: – Öyle ise amel ne içindir? Züheyr dedi ki: Bundan sonra Ebu Züheyr anlamadığım bir şey konuştu; ben ne dedi, diye sordum: – "Amel ediniz, çünkü herkese kolaylaştırılmıştır!" buyurdu. İmran İbn Husayn'ın Sorusu İmran İbn Husayn (Radıyallahu anh) şöyle dedi: Bir kimse tarafından şöyle soruldu: – Ya Resulullah, cennet ehli ateş ehlinden (ayrı edilip) bilindi mi? Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: – Evet! Yine o zat tarafından soruldu: – Öyle ise amel edenler niye böyle çalışıp duruyorlar? Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: – Herkes niçin yaratıldı ise onun yolları kendisine kolaylaştırılmıştır! Ebû Hüreyre'nin Rivayeti Ebû Hüreyre (Radıyallahu anh), Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, dedi: – Hakikaten öyle adam vardır ki; uzun zaman cennet ehlinin amelini işler; sonra onun bu yaptıkları, ateş ehlinin ameli ile son bulup, mühürlenir. Keza kişi uzun zaman ateş ehlinin amelini işler; sonra da onun bu ameli cennet ehlinin ameliyle son bulup, mühürlenir! İbn Abbas'ın Rivayeti İbn Abbas (Radıyallahu anh) şöyle anlatıyor: Ebû Hüreyre'nin, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, diyerek rivayet ettiği şu hadisten daha küçük, günaha benzer hiçbir şey görmedim! Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: – Allah, Âdemoğluna zinâdan nasibini takdir etmiştir! Hiç şüphesiz Âdemoğlu, takdir edilmiş olan bu âkıbete erişecektir. Göz zinâsı bakmak, dil zinâsı konuşmaktır. Nefis temennî eder ve iştahlanır. Tenâsül uzvu ise bu organların hepsinin arzularını ya gerçekleştirir, yahut yalanlar. Hızır'ın Öldürdüğü Çocuk Ubeyy ibn Kâ'b (Radıyallahu anh) şöyle dedi: Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu: – Hızır'ın öldürmüş olduğu çocuk, kâfir olarak tabiatlandırılmıştır! Eğer yaşasaydı, muhakkak ana ve babasını azgınlık, tecavüz ve kâfirlikle sarıp bürüyecekti! Hz. Aişe'nin Rivayeti Müminlerin anası Hz. Aişe (Radıyallahu anh) şöyle dedi: "Bir küçük çocuk vefat etti. Ben: – Ne mutlu ona, o cennet serçelerinden bir serçe, deyiverdim. Bunun üzerine Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: – Sen bilmez misin ki, Allah cenneti yaratmış, cehennemi de yaratmıştır! Sonra şunun için bir ehil yaratmış, bunun için de bir ehil yaratmıştır!" Yukarıda verilen hadisler, kader inancının İslam'daki önemini ve yerini göstermektedir. Kader, Allah'ın her şeyi önceden bilip takdir etmesi anlamına gelir ve bu inanç, Müslümanların yaşamlarını şekillendirir. Peygamber Efendimizin hadisleri, kaderin kapsamını ve insanın bu konudaki sorumluluğunu açıklar niteliktedir. |